18 Mayıs 2008 Pazar

Kısa Film “Son Balo: Vals ve Zeybek”in Bursa Galası Yapıldı


Biray Dalkıran’ın yönettiği kısa film Son Balo: Vals ve Zeybek’in Bursa galası yapıldı. Filmin çekildiği tarihi Belediye binasında yapılan kokteyl sonrasında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Biray Dalkıran, Bursa milletvekili Mehmet Ocaktan ve Sümer Ezgü’nün de katıldığı gala gösterimi Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Son Balo: Vals ve Zeybek


Mehmet Savaş ben, projenin genel koordinatörüyüm 0543 803 45 45 konu ile alakalı röportaj talep ediyoruz sağolun şimdiden
Yıl 2 Şubat 1938…
Atatürk, ölümünden 8 ay önce, Bursa Belediyesi tarafından onuruna verilen baloya katılıyor. Bu, O'nun katıldığı "Son Balo"dur. Balonun şahitlerinden araştırmacı Nazif Tepedenlioğlu'nun yazısına göre Atatürk o gece çok mutludur… "Vals" yapar, "Sarı Zeybek" oynar ve çok sevdiği ata sporu "güreş" izler.
Yıllar önce değerli arkadaşım Can Dündar'ın belgeselinde sözünü ettiği bu bölüm beni çok etkilemişti ve o geceye büyüteç koyup film yapmayı hayal etmiştim.
Çünkü orada, Atatürk'ün Türkiye'nin rotasını modern dünyaya çevirdiği yüzü ile, kendi kültürüne sıkı sıkı bağlı olan yüzü birlikte görülüyordu.
Biz de bugün, O'nu resimleri ve heykelleriyle değil, sanat ve kültür, yani insan boyutuyla algılamayı tercih ettik.
Yani Atatürk'e vals yaptırdık, zeybek oynattık, güreş seyrettirdik. Hem de Bursa'da balonun yaşandığı mekânda…
Yapımcı Arif Ekşi, 6 ay önce kendisine bahsettiğim zaman bu kıvılcımı gördü ve kolları sıvadı…
Amacımız; emperyalizm işgalindeki kurtuluş yıllarımızın birlik ruhunu bugün de hissettirmek olduğu gibi, Atatürk' ün hem batılı, hem yerel yanını işaret ederken, O'nun Sadi Yaver Ataman'ı dinledikten sonra; "bu sazın bağrında bir milletin kültürü yatıyor" deyişiyle ve Selim Sırrı Tarcan'ı zeybek oynarken izleyip; "batının valsi gibi işte bizim salon dansımız" ifadesiyle görülen kültür ve sanata olan bakışını da aktarmaktı..
Tarihler boyu doğu ve batı arasında köprü olan coğrafyamızda aslında hem batı, hem de doğu kültürünü yaşıyoruz…
Çekimler için bugün Bursa Belediyesi Meclis binası olarak kullanılan salon yeniden düzenlendi.
Danışmanlığını İlknur Güntürkün Kalıpçı ve Sepron firmasının yaptığı filmde Ata'nın manevi kızı Ülkü Adatepe ve araştırmacı Ercan Çitlioğlu'da rol aldı. Hasan Ekşi'nin başkanlığında 81 ilin temsilcilerinin bulunduğu Türkiye Sivil Toplum Platformunun yapımını üstlendiği ve yapımcı firma olara joy pr verdiği projenin yapımcılığını Arif Ekşi üstlendi. Bursa Büyük Şehir Belediyesi ana sponsor oldu. Derya Ergün ve Ahsen Gülkaya bana Türkiye'de ilk kez uygulanan bir teknikle Atatürk makyajı yaptı. Senaryo Ö. Lütfü Mete, yönetmen Biray Dalkıran, görüntü yönetmeni Aşkın Sağıroğlu, kostümler Faruk Saraç ve Bursa Osman Gazi Olgunlaştırma Kız Enstitüsü, Yapımcılığını Arif Ekşi ile 60 oyuncunun yer aldığı çekimler tamamlandı.

Bu kısa filmin, 17 Mayıs'ta Bursa, 18 Mayıs'ta İstanbul Lütfü Kırdar'da tanıtım galaları yapılacak. İlk gösterimi 19 Mayıs 2008’de olmak kaydıyla milli günlerde televizyonlarda ve kısa versiyonuyla sinemalarda yayınlanacak. Daha uzun şekliyle de öğrencilere VCD olarak dağıtılacak...

Süpürge uçmaya hazır


Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu sene 11. kez uçmaya hazırlanıyor. Dünyanın kadınlarını bir kez daha peşine takan Uçan Süpürge, 8–15 Mayıs tarihleri arasında İran’dan İsrail’e, Brezilya’dan Arjantin’e farklı ülkelerden farklı tatlar getirecek Ankara’ya. “Kendin Ol, Düşünü Yarat” temasıyla yola çıkan festivalde 27 ülkeden 88 kadın yönetmenin 89 filmi gösterilecek. Kalkış için hazırlıklarınızı yapmaya başlayın!

Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu sene Vakıfbank’ın sponsorluğunda, Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla düzenleniyor. Bir kez daha baharın tazeliğiyle ‘merhaba’ diyecek festivalin mönüsü yeni ve eskilerden oluşan leziz filmlerle dolu.

11. Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, 8 Mayıs Perşembe akşamı Devlet Opera ve Balesi’nde (Büyük Tiyatro) yapılacak Açılış Töreni ile başlayacak. Başak Köklükaya’nın sunuculuğunu yapacağı gecede Nilüfer Aydan’a “Uçan Süpürge Onur Ödülü” ve Meral Çetinkaya’ya “Bilge Olgaç Başarı Ödülü” verilecek. TRT 2’den canlı yayınlanacak gecede Cellisima grubu da küçük bir konser verecek.

Biletler sadece 5 YTL
Ankara’da sanat filmlerinin ilk durağı Kızılırmak Sineması’nda yapılacak festivalin biletleri öğrenci ve tam ayrımı olmaksızın 5 YTL olacak. Festival programında ücretsiz gösterilecek belgeseller aynı zamanda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüslerinde üniversiteli gençlerle buluşacak.

Sinemamız Altındağ’da
Açılış gecesinde Uçan Süpürge Onur Ödülü’nü alacak olan, Türk sinemasının sıra dışı oyuncusu Nilüfer Aydan’ın, Halit Refiğ klasiği ‘Şehirdeki Yabancı’yla konuk olacağı “Sinemamız” bölümünde ayrıca, etkileyici performansıyla hafızalarımızda yer eden, Bilge Olgaç Başarı Ödülü’nün bu seneki sahibi Meral Çetinkaya’nın Tomris Giritlioğlu imzalı ‘Suyun Öte Yanı’ adlı filmi yer alıyor. Altındağ Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleşecek gösterimlerin ardından Aydan ve Çetinkaya seyirciyle buluşacaklar.

Her biri yeni, ödüllü ve ayrı renk
Festivalin artık gelenekselleşen ve bir filme Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü’nün verildiği “Her Biri Ayrı Renk” bölümü bu sene de yakın tarihli, festivallerde ödüllerle ağırlanmış, çok konuşulmuş, tartışılmış filmlerden oluşuyor. Türkiye’yi Selma Köksal’ın ‘Fikret Bey’inin temsil edeceği yarışmalı bölümde hafızalarda yer edecek 12 film bulunuyor. İranlı yönetmen Hana Makhmalbaf’ın 18 yaşında çektiği ve Berlin’den Selanik’e pek çok festivalden ödüller toplamış ilk uzun filmi ‘Utanç’tan Cannes'da Eleştirmenler Haftası'nda “Büyük Ödül” kazanan, cinsiyet, cinsellik ve toplumsal cinsiyet kimliği üzerine etkileyici sözler söyleyen Lucia Puenzo imzalı ‘XXY’ye kadar birbirinden etkileyici filmler seyircisini bekliyor.

Feminist klasik ilk kez
Festival programının en heyecan verici bölümü “Ustalara Saygı” olacak belki de. 70’li yıllarda yaptığı filmlerle hem sinemayı hem de feminist hareketi derinden etkileyen usta yönetmen Chantal Akerman’a ayrılan bu bölümdeki filmler Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluşacak. Bunlardan özellikle 1976 tarihli ‘Jeanne Dielman’ gerek yarattığı etki gerek süresiyle özellikle öne çıkıyor. 3,5 saate yaklaşan süresiyle seyirciden sabır isteyen film bunun karşılığını fazlasıyla veriyor. Le Monde gazetesinin “Sinema tarihinin ilk kadın başyapıtı” sözleriyle tanımladığı ‘Jeanne Dielman’ Akerman’ın da en önemli filmi sayılıyor. 2000’li yıllarda yaptığı ‘Tutsak Kadın’ ve ‘Yarın Taşınıyoruz’u da yönetmenin sinemasını merak edenler için kaçırılmayacak filmler.

Edebiyat, sinema, kadın
Kadın yönetmenlerin edebiyat uyarlamalarının yer aldığı “Kendine Ait Bir Oda” başlıklı bölümde Piyano’suyla uluslararası bir başarı elde eden Jane Campion’un ilk başyapıtı olan ‘Masamdaki Melek’ gösterilecek. Kanadalı yazar Janet Frame'in özyaşam öyküsünü anlattığı aynı adlı romandan uyarlanan film akılla delilik arasındaki ince çizgide yürüyen bir kadın yazarın dünyasını etkileyici bir dille anlatıyor. Bölümün diğer filmleri ise; Guardian gazetesinin “Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler” listesinde yer alan Gillian Amstrong’un Sarah Miles Franklin uyarlaması ‘Muhteşem Kariyerim’ ve Pascale Ferran’ın yönettiği ve geçtiğimiz sene Cesar Ödülleri’nde deyim yerindeyse ödüle boğulan D.H. Lawrence uyarlaması ‘Lady Chatterly’ olacak.

Özel gösterimler
Festivalin özel bölümlerine gelirsek… Bu seneki temayla da uyumlu “Bana Özel” bölümü gerçekten de özel ve ayrıcalıklı filmlerden oluşuyor. Bunlardan ilki, iki sene önce öldürülen bağımsız Amerikan sinemasının en ünlü oyuncularından Adrienne Shelly’nin yönettiği ‘Pastacı’ (Waitress, 2007). Romantik komedi kurallarını işliyor görünse de aslında bütün kodlarla oynayan bu “kendini iyi hisset” filmi Altyazı sinema dergisinin katkılarıyla gösterilecek. Filmin ardından festival mutfağının küçük bir sürprizi olacak ve canı çekenler için Cafe Elizinn festivale özel pastalar dağıtacak.
Bir diğer ‘özel’ film ise Ankara’daki ilk gösterimini yapacak olan ‘Savage Ailesi’ (Savages, Tamara Jenkins, 2007). Bu sene “En İyi Kadın Oyuncu” dahil olmak üzere iki Oscar adaylığı ve pek çok festivalde aldığı ödüllerle çok konuşulan film, yaşlanma/yaşlılık üzerine yıkıcı bir dram. ‘Savage Ailesi’ Radyo ODTÜ’nün katkılarıyla gösterilecek.
Ve bölümün son ‘özel’i; festivalin “Sıkıysa İzle” dediği ‘Hayalet Aşk’ (Phantom Love, 2007). Seyircileri adeta ikiye bölecek olan film sürreel bir aşk öyküsü anlatırken seyircinin izleme deneyimini de zorlayacak.

Erkekler önden
Festival bu sene bir de ‘Erkekler Matinesi’ düzenliyor! Ödüllü üç kurmaca ve iki belgesel olmak üzere beş filmin gösterileceği bu bölümde kadın yönetmenler erkekleri, erkekliğin nasıl üretildiğini farklı erkeklik halleri üzerinden anlatıyor. ‘Erkekler Matinesi’nin, filmlerin yanı sıra bir de sürprizi var seyircisine: ‘Güneşli Pazartesi’. Çağdaş gösteri sanatlarının genç temsilcilerinden Bedirhan Dehmen ve Şafak Uysal’ın ilk ortak koreografisi olan ‘Güneşli Pazartesi’ Türkiye toplumunda erkekliğin nasıl kurulduğunu fiziksel tiyatronun görsel dilini kullanarak anlatıyor. Ankara’da ilk kez sahnelenecek gösterinin biletleri MyBilet’ten satın alınabilir.

Pippa için barış
“Barış Gelini” projesi için 8 Mart’ta sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile Milano’dan yola çıkan İtalyalı sanatçı Pippa Bacca’nın Türkiye’de yarım kalan yürüyüşünü Uçan Süpürge sürdürüyor. 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, ‘barış’ temalı bölümünü Pippa Bacca’ya adıyor. Festival, savaşın acıtan gerçekliğiyle barış umudu arasında sıkışmış öykülerin kadın gözüyle anlatıldığı “Barış Ne Zaman?” başlıklı bölümünde yer alan 7 filmle, Bacca’nın yarım kalan yürüyüşüne sinemayla destek verecek.

Söyleşileri de çok çekici
Festival programında filmler kadar söyleşiler de dikkat çekiyor. Kırmızı çatkıları ve karanfilleriyle 70’lerin ortasında kadın hareketinin önemli simgelerinden olan İlerici Kadınlar Derneği’nin (İKD) 33 sene sonra bir araya gelişlerini müjdeleyen “Bir Zamanlar İKD/Kadınların Bitmeyen Mücadelesinde Karanfilli Bir Uğrak”; Hande Öğüt, Latife Tekin, Hasan Akbulut ve Özden Sözalan’ın konuşmacı olacağı kadın-sinema-edebiyat üçgeninde gezinecek “Kendine Ait Bir Oda”; Annie G. Pertan, Leyla Özalp ve Şehbal Şenyurt’un katılacağı “Yapımcı Kadınlar” söyleşileri sinemaseverlerin kaçırmaması gereken etkinlikler olacak. “Yapımcı Kadınlar” başlıklı söyleşinin ardından ayrıca, Türk sinemasının en deneyimli yönetmen yardımcısı, yapım yönetmeni ve yapımcılarından Leyla Özalp’in yeni kitabı ‘Bir Film Yapmak’ ilk kez festivalde okurlarıyla buluşacak.

Festivalin konuklarından biri de, yapıtları bugün dünyanın pek çok müzesinin koleksiyonunda bulunan, çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Gülsün Karamustafa olacak. 14 Mayıs Çarşamba günü saat 13.30’da Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Salonu’nda gerçekleşecek “Güllerim Tahayyüllerim” başlıklı söyleşide Karamustafa, pek çok ülkede sergi ve bienallere katılmış video çalışmalarını örneklerle anlatacak.

Festivalle ilgili ayrıntılı bilgi için: http://festival.ucansupurge.org

12 Mayıs 2008 Pazartesi

İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivali 2008 Sonuçlandı



İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivali 2008 Sonuçları

Kurmaca Kategorisi
En İyi Film
“Hoşgeldin Bebek”
Yönetmen: Serhat Koca

Belgesel Kategorisi
En İyi Film
“Basmane Ülkesi”
Yönetmen: Fatih Koçyiğit

Jüri ayrıca, kurmaca dalında iki, belgesel dalında bir özel ödül verilmesini uygun görmüştür. Buna göre;

Kurmaca Kategorisi
Jüri Özel Ödülü
“Evladiye”
Yönetmen: Eray Mert

Kurmaca Kategorisi
Jüri Özel Ödülü
“Ayak Altında”
Yönetmen: M. Cem Öztüfekçi

Belgesel Kategorisi
Jüri Özel Ödülü
“Gölün Kadınları”
Yönetmen: Emine Emel Balcı

En Pahalı Kısa Film, Tek Notalık Adam Tamamlandı


Uluslararası platformlarda ödüller alan genç yönetmen Dağhan Celayir’in kısa filmi “Tek Notalık Adam”, JTI’ın desteğiyle tamamlandı. Başrolünü başarılı tiyatrocu ve dizi oyuncusu Şehsuvar Aktaş’ın üstlendiği filmde, genç tiyatro oyuncusu Sanem Öge ,Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası şefi Naci Özgüç ve Bursa Devlet Senfoni Orkestrası müzisyenleri rol alıyor.

“Tek Notalık Adam”, Türk sinema tarihinin en yüksek bütçeli kısa filmi olarak tanımlanıyor.


JTI Türkiye
Grup 7 İletişim Hizmetleri - Ayşe Dural (0 212) 292 13 13

Son Balo: Vals ve Zeybek



Yıl 2 Şubat 1938…
Atatürk, ölümünden 8 ay önce, Bursa Belediyesi tarafından onuruna verilen baloya katılıyor. Bu, O'nun katıldığı "Son Balo"dur. Balonun şahitlerinden araştırmacı Nazif Tepedenlioğlu'nun yazısına göre Atatürk o gece çok mutludur… "Vals" yapar, "Sarı Zeybek" oynar ve çok sevdiği ata sporu "güreş" izler.
Yıllar önce değerli arkadaşım Can Dündar'ın belgeselinde sözünü ettiği bu bölüm beni çok etkilemişti ve o geceye büyüteç koyup film yapmayı hayal etmiştim.
Çünkü orada, Atatürk'ün Türkiye'nin rotasını modern dünyaya çevirdiği yüzü ile, kendi kültürüne sıkı sıkı bağlı olan yüzü birlikte görülüyordu.
Biz de bugün, O'nu resimleri ve heykelleriyle değil, sanat ve kültür, yani insan boyutuyla algılamayı tercih ettik.
Yani Atatürk'e vals yaptırdık, zeybek oynattık, güreş seyrettirdik. Hem de Bursa'da balonun yaşandığı mekânda…
Yapımcı Arif Ekşi, 6 ay önce kendisine bahsettiğim zaman bu kıvılcımı gördü ve kolları sıvadı…
Amacımız; emperyalizm işgalindeki kurtuluş yıllarımızın birlik ruhunu bugün de hissettirmek olduğu gibi, Atatürk' ün hem batılı, hem yerel yanını işaret ederken, O'nun Sadi Yaver Ataman'ı dinledikten sonra; "bu sazın bağrında bir milletin kültürü yatıyor" deyişiyle ve Selim Sırrı Tarcan'ı zeybek oynarken izleyip; "batının valsi gibi işte bizim salon dansımız" ifadesiyle görülen kültür ve sanata olan bakışını da aktarmaktı..
Tarihler boyu doğu ve batı arasında köprü olan coğrafyamızda aslında hem batı, hem de doğu kültürünü yaşıyoruz…
Çekimler için bugün Bursa Belediyesi Meclis binası olarak kullanılan salon yeniden düzenlendi.
Danışmanlığını İlknur Güntürkün Kalıpçı ve Sepron firmasının yaptığı filmde Ata'nın manevi kızı Ülkü Adatepe ve araştırmacı Ercan Çitlioğlu'da rol aldı. Hasan Ekşi'nin başkanlığında 81 ilin temsilcilerinin bulunduğu Türkiye Sivil Toplum Platformunun yapımını üstlendiği ve yapımcı firma olara joy pr verdiği projenin yapımcılığını Arif Ekşi üstlendi. Bursa Büyük Şehir Belediyesi ana sponsor oldu. Derya Ergün ve Ahsen Gülkaya bana Türkiye'de ilk kez uygulanan bir teknikle Atatürk makyajı yaptı. Senaryo Ö. Lütfü Mete, yönetmen Biray Dalkıran, görüntü yönetmeni Aşkın Sağıroğlu, kostümler Faruk Saraç ve Bursa Osman Gazi Olgunlaştırma Kız Enstitüsü, Yapımcılığını Arif Ekşi ile 60 oyuncunun yer aldığı çekimler tamamlandı.

Bu kısa filmin, 17 Mayıs'ta Bursa, 18 Mayıs'ta İstanbul Lütfü Kırdar'da tanıtım galaları yapılacak. İlk gösterimi 19 Mayıs 2008’de olmak kaydıyla milli günlerde televizyonlarda ve kısa versiyonuyla sinemalarda yayınlanacak. Daha uzun şekliyle de öğrencilere VCD olarak dağıtılacak...

Türk film yapımcısına Amerika’nın en büyük film festivalinden özel davet.


Türk film yapımcısı Semih Tareen’in en son filmi olan YELLOW, Amerika’nın en büyük film festivali olan Seattle Uluslararası Film Festivali’nde gösterilmek için özel davet aldı. Bu, YELLOW’un ilk film festivali gösterimi değil. Bundan önce Amerika’da Terör Film Festivali ve FirstGlance Film festivali’nden de özel davet alan YELLOW, ayrıca Latin Amerika’nın en büyük kısa film festivali olan Sao Paulo Uluslararası Kısa Film Festivali’nde de gösterildi. YELLOW, festivallerde gösterime girmekle kalmayıp aynı zamanda Terör Film Festivali’nde dört ayrı ödüle aday oldu: En iyi kısa film, en iyi görüntü, en iyi müzik, ve en iyi kadın oyuncu.

İtalyan korku sinemasından esinlenen ve İtalyan yönetmen Mario Bava’ya adanan YELLOW, Amerika’nın en popüler korku sineması dergisi olan Fangoria’nın da övgüsünü kazandı.

Aslen İzmir’li olan ve 1995 senesinden beri Amerika’da yaşayan Semih Tareen, Türk sinemasına da yabancı değil. 2007 senesinde Türkıye sinemalarında gösterime giren GOMEDA isimli filmin müziklerini hem besteledi hem de orkestrasyonunu yaptı.

Amerika’da hem film müziği hem de sinema eğitimini tamamlayan Tareen, Amerika’da film müzikleri yapmakla meşgul. Bugüne dek 20 Amerikan yapımı filmin müziklerine imza atan Tareen, YELLOW ile ilk defa film müzikleri ile beraber yazarlık, yönetmenlik, yapım, görüntü ve kurgu görevlerini de üstlendi. İstenilen görüntüyü elde etmek için YELLOW 16mm’lik Kodak film ile ve ARRI marka film kameralarıyla çekilmiştir.

4 saat, 24 film, dört kıtada aynı anda!


10 Mayıs 2008 tarihinde, Kahire, Dharamsala, Kudüs, Kigali, Londra, New York, Ramallah ve Rio de Janeiro’dan canlı bağlantı ile gerçekleşecek Pangea Day etkinliği, tüm dünya ile aynı anda İstanbul’da izlenebilecek.
İstanbul organizasyonu İltek tarafından yapılan Pangea Day, 10 Mayıs Cumartesi günü Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleşecek. Katılımın ücretsiz olacağı etkinlik saat 21.00’de başlayacak.
4 saat sürecek etkinlikte, “dünya için dünyanın yaptığı 24 kısa film” gösterilecek. 100’den fazla ülkenin sunduğu 2500 çalışma arasından seçilen bu filmler, “dünyayı diğer insanların gözünden göstermeyi” amaçlayan çok özel yapımlar. Gösterilecek filmlerin yanı sıra, vizyoner konuşmacıların ve canlı müzik performanslarının yer alacağı etkinlikte, Ürdün Kraliçesi Nur, dünyanın en ünlü kadın savaş muhabirlerinden Christiane Amanpour, Bob Geldof ve İran’ın rock yıldızı Hypernova gibi isimler de olacak. Pangea Day, internet, televizyon, dijital sinemalar ve cep telefonları aracılığı ile tüm dünyada canlı olarak izlenebilecek.
Pangea Day , her yıl Kaliforniya Monterey’de düzenlenen TED konferansının 2006 yılı ödül sahibi, belgeselfilm yapımcısı Jehane Noujaim tarafından başlatılan bir organizasyon. Sinemanınve görselliğin gücünü kullanarak, farklı kültürlerden milyonlarca insanı biraraya getiriyor. Daha iyi bir gelecek için, kendini dünyada fark yaratmaya adayan global bir topluluk oluşturmayı amaçlıyor. Dünyanın sınırlarla, çatışmalarla, farklılıklarla bölündüğü bir yüzyılda diğer insanlarla ortak noktalarımız olduğunu unutabiliriz. Pangea Day, (Pangea, dünyada yaşam başladığında bütün kıtaların bir ada gibi birbirine birleşik haline verilen ad) bununla başetme, filmin gücü sayesinde insanlara kendilerini başkalarında görme ve başka dünyaları tanıma yolunu açıyor.

Pangea Day ile ilgili detaylı bilgi için:
www.pangeaday.org
İletişim: Nazlı Kalmuk
İltek İletişim Hizmetleri (212) 231 40 40

Acık Havada Kısa Film Günleri


Koç Üniversitesi kapılarını tüm üniversiteli kısa filmcilere açıyor!

Bu yıl ilki gerçekleşecek olan Koç Üniversitesi Kısa Film Günleri, kısa film platformuna destek verme amacının yanında, yarıştırılmadan kısa filmlerin sadece gösterimine ve tartışılmasına yönelik farklı bir etkinlik olma hedefi ile düzenlenecektir.

5-6 Mayıs 2008 tarihlerinde, Koç Üniversitesi Odeon'da gerçekleştirilecek olan etkinlik açık hava sineması düzeneğinde yapılacaktır.

İFSAK Sinema Birim Sorumlusu ve yönetmen Selim Evci'nin danışmanlığındaki bu projeye tüm üniversite öğrencileri davetlidir.

Başvurular Koç Üniversitesi Sanat Kulübü adına, Koç Üniversitesi adresine gönderilmelidir.

Son Başvuru Tarihi: 30 Nisan
Her türlü iletişim için,
E-mail: artclub@ku.edu.tr
Telefon: 0537 371 84 97

5. Adalar Kısa Film Yarışması


Adalar Kültür Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema - TV Merkezi işbirliğiyle 5. Adalar Kısa Film Yarışması düzenleniyor. Yarışmada, amatör sinemacıların ve sinema öğrencilerinin üretime teşvik edilmesi, ödüllerle desteklenmesi, Adalar’ın kültür ve sanat yaşamının zenginleştirilmesi ve Adalar ile ilgili bir görüntü arşivi oluşturulması amaçlanıyor. Tüm amatör sinemacılara ve sinema öğrencileğrine açık olan yarışma İstanbul Adalar’ında Yaşam konulu kurmaca ve belgesel filmler arasında yapılacak. Yarışmanın son müracaat tarihi 31 Temmuz olarak belirlendi.